BMW deyince aklımıza ne geliyor? Bir düşünelim… Herhalde hepimizin öncelikli fikri hız ve performans. Doğru bu cepte… Peki başka? Prestij, kalite ve güven. Bunların hepsi bizler için de geçerli. Ama herkesin çok fazla fark etmediği ve BMW’nin DNA’sını oluşturan en önemli unsur sürüş hissi ve kullanıcısıyla arasında kurduğu duygusal bağ. BMW’nin direksiyonuna oturduğunuzda diğer otomobillerde olmayan sihirli bir duygu var. Bunu en çok da temponuzu artırdığınızda direksiyonun size verdiği geri dönüşlerden anlıyorsunuz. Peki BMW’nin tüm modelleri için bu geçerli mi? Hemen hemen evet. M-Serisi’lerinde durum tabii çok farklı bir noktaya geliyor ama genelin böyle bir DNA ile yaratıldığını söyleyebiliriz. Şimdi bahsedeceğim otomobil ise yepyeni bir seri…
Bmw Dinamizmine Yeni Bir Boyut Getirecek Olan Bir Model; Bmw 220D
2-Serisi’nin felsefesi üzerinde her sportif modelde olduğu gibi eskiye bir gönderme var ve 1966 yılında üretilen iki kapılı 1600-2 modelinin ruhu yeni 2-Serisi’nde yaşatılıyor. Kısaca 2-Serisi’nden bahsedelim. Aslında bu otomobil BMW’nin giriş seviyesindeki F20 1-Serisi’nin altyapısı ile üretiliyor. Selefi 1-Serisi Coupe dünyada 150 bin adetten fazla satmıştı ve yeni 2-Serisi kadar albenisi yüksek ve sürüş özellikleri de o denli gelişmiş değildi.
BMW 2-Serisi şık ve sportif görünümü, artan boyutları ve sürüş dinamikleri kompakt coupe’ler arasında onu çok farklı bir noktada konumlandırmayı başarır hale getiriyor. Özellikle tasarımındaki alçak siluet, uzun motor kaputu ve cam çerçevesi olmayan kapıları kompakt yapısına rağmen onun şık ve büyük bir coupe’den farksız kılıyor. Aracın Ayrıca belirgin bagaj çizgisi ve Air Curtains adı verilen “hava perdeleri” sayesinde rüzgar direnci 0.29 Cd seviyesine kadar iniyor. BMW 2-Serisi bir önceki 1-Serisi Coupe’den 108 mm daha uzun ve 26 mm daha geniş. Aks mesafesi ise 30 mm daha büyümüş olarak karşımıza çıkıyor.
Bmw 220D Sürüş İzlenimi
BMW 220d ile sürüşümüzü İstanbul’un uzak bir noktası olan Ömerli tarafında gerçekteştirdik. Bu lokasyona ulaşmak için hemen her yol şartını geçip bu noktaya ulaşıyorsunuz. Trafik, otoyol ve bol virajlı yollar. En sevdiğim de bu “bol viraj”… Test otomobilimizin M Sport Paket’e sahip olması hem görünüm hem de sportif anlamda keyifimizi artıran unsurlardan biriydi. Özellikle bu paket içindeki koltuklar sizi çok daha iyi sarıyor ve otomobile olan hakimiyetinizi daha da artırıyor. İnsanların meraklı bakışları arasındaki trafikten kendimi sıyırıp Ömerli yoluna attığımda düm düz gidiş geliş bir yolda kendimi buluyorum.
Yolun ilk sektörü 2-2.5 km civarında ve arkası ise derecesini kestiremediğim bir sağ viraj. İşte bu biraz tehlikeli ama heyecanlı. Bmw 220d ile sürüş modumu Sport’a alıyorum ve otomobilim benimle arasındaki duygusal bağ burada başlamış oluyor.
Direksiyonun tepkilerini milimetrik olarak elimin içinde hissediyorum. Yolun sonuna gelip göremediğim o viraja ufak bir lift-off yaparak düşündüğümden daha hızlı giriyorum ve şasinin mükemmel reaksiyonu orada devreye giriyor, virajın çıkışında ayağımı gazdan kaldırmadan devam ederken 220d’nin arkasının virajın dışına doğru gitmek istediğini görüyorum. Bu çok keyifli… Belli bir noktaya kadar müdahale etmeyen DSC burada devreye giriyor. 220d’nin çok keskin tepkileri var ve sürüş otomobili kavramına dizel motora rağmen BMW’nin tüm dinamikleri uyuyor.
220d’de diğer BMW modellerinden bildiğimiz 2.0 lt’lik 184 bg gücündeki dizel ünite görev yapıyor. Bu motorun 320d modelinde ne denli verimli olduğunu biliyordum fakat 220d modelinde ise maksimum verime ulaştığını söylemeliyim. Özellikle 8 kademeli ZF şanzımanla birlikte hızlanma değerleri çok iyi ve böyle bir coupe’de sunduğu ekonomi ise takdir-e şayan…
Gençlerin ilgi odağı olacağını düşündüğüm bu otomobil aslında genç, yaşlı, kadın demeden herkesi etkilemeyi başaracak kadar iddialı bir model olmayı başarmış. Kompakt yapısı ve ulaşılabilir fiyatı onun en belirgin özelliklerinin başında yer alıyor. Şu an ülkemizde tek versiyon olarak satışa sunulan 220d’nin performanslı olan modeli M235i ise saf sürüşü arzu edenler için siparişle getiriliyor.
Yazı: Ahmet ARMAĞAN | Fotoğraflar: Savaş Yılmaz, savas@oanfotograf.net