TEST: VW Golf 1.6 TDI DSG

_MG_96471

VW’nin kompakt sınıftaki lider temsilcisi Golf, yedinci jenerasyonuyla altıdan pek fazla ayrılmasa da gerçek yeniliği görüntüsünün altında sunuyor

Yazı: Ahmet Armağan Fotoğraflar: Savaş Yılmaz | savas@oanfotograf.net

VW Golf 1.6 TDI DSG Deneyimi

Tam 38 yıl dile kolay. Böyle uzun birer tarihe sahip olan ender otomobiller var, Golf’de onlardan biri. Tarihçelerini bile okumak insana büyük keyif veriyor. İlkler, yaşanmışlıklar, rekorlar vs. VW markası başlı başına bir tarihçe fakat Golf’ün dünya üzerindeki bilinirliliği çok fazla. Bunda şüphesiz 29 milyonluk satış adedinin de payı çok büyük. Amerika ve Güney Amerika gibi ülkelerde ise “Rabbit”, “Caribe” gibi isimlerle bile üretilmiş. Golf, C segmenti bir kompakt olmasına karşın bildik hatchback karoserinin yanı sıra; variant, cabrio seçenekleriyle de uzun yıllar satışa sunuldu.

Golf ile ilgili olarak aklımda kalanlar; Giorgetto Giugiaro’nun tasarımıyla hayat bulan Golf Mk1 geliyor ve 1976’daki ilk GTI otomobil. Ardından 1992 yılında Golf’ün Mk3 ile Avrupa’nın en iyi otomobili ödülü Golf’ün C segmentinin lideri olacağının sinyaliydi belki de…Golf Mk4, ve Golf Mk5’in ardından Golf Mk6 ciddi anlamda büyük farklılıklarla gelmişti. Özellikle aerodinamiğe çok önem verilmiş ve rüzgâr direnci katsayısıyla ilgili ciddi çalışmalar yapılmıştı. Mk5 ile Mk6’nın sessiz sürüşündeki fark fazlasıyla hissedilebilirdi.

İç mekândaki artan kalite yine Golf’ü yenilikçi kılan özellikler arasındaydı. Yedinci jenerasyonuyla tanıştığımız Golf, markanın MQB (Modular Transverse Matrix) adını verdiği yepyeni bir platform ile karşımıza çıkıyor. Hatta VW Grup bu yeni platforma Audi A3 Mk3, Seat Leon Mk3, Skoda Octavia Mk3 gibi modellerde yer verme kararı aldı. Önümüzdeki yıllarda birçok VW Grup otomobillerinde yer verilecek olan bu altyapı markanın temelini oluşturur hale gelecek.

Yeni Golf tasarım olarak aslında tamamen yepyeni bir otomobil. Tüm detayları bir önceki nesle göre değişmiş fakat onu çıplak gözle Mk6’dan ayırmak bizler için değil ama sokaktaki insan için zor. Zaten çekim yaparken de meraklı gözlere bu otomobilin yeni olduğunu dıştan bakıldığında anlatmak çok kolay olmadı. Aslında bu birazda VW imzası taşıyan modellerde bir gelenek haline geldi. Hemen her model bir öncekine benzer hale bir görünümle çıkıyor. Hem iç hem de dış tasarımı… İyi mi? Kötü mü? Bilemiyorum.

Golf Mk7 yukarıda da bahsettiğim gibi görüntüsünün altında büyük yeniliklere sahip. En önemli değişim önceki nesle göre 109 kg daha hafif. Bu sayede %23 dolaylarında da daha az yakıt tüketimi sunuyor. Ayrıca uzunluğu 56 mm ve dingil mesafesi de 59 mm artırılmış. Bu sayede iç mekân daha ferah bir hal almış.

Şimdi Golf ile Sürüş Zamanı…

Golf 1.6 TDI DSG; iç mekân klasik VW çizgilerini taşıyor fakat kalite hissi segmentin Premium markalarına yaklaşmış bir noktada. Sürücü odaklı kokpitin biraz daha aşağı çekilmiş olması birçok çevreler tarafından beğenilse de ben bu değişimden pek hoşnut kalmadım. Bununla birlikte koltukların ve sürüş pozisyonunun yeni platforma bağlı olarak ağırlık merkeziyle birlikte daha aşağı çekilmiş olması sürüş özelliklerini ciddi ölçüde etkilemiş. Yola etkileyici bir tutunma sağlayan Golf’ün ESP sistemi de otomobili aşırı zorlamadığınız sürece devreye girmiyor. Otomobil fazlasıyla sessiz bir sürüş ortaya koyuyor.

Bu sessizlik birçok üst segment otomobilde dahi zaman zaman bulamadığımız bir şey. Amortisörlerin yolu ne kadar iyi ve başarılı bir hisle kavradığını direksiyonun artan tepkisiyle daha iyi anlıyorsunuz. Ayrıca Elektronik Dinamik Diferansiyel Kilidi (XDS) kaygan zeminlerde ve performanslı kullanımda yol tutuşuna büyük katkı sağlıyor. Önceki jenerasyon ile yol tutuş anlamında kıyasladığımda Golf Mk7’nin sınıf atladığını söylersek yanlış bir şey söylemiş olmayız.

Yeni Golf ülkemize yine bildik motor ve DSG şanzıman seçenekleriyle ithal ediliyor. Fakat biri hariç. 1.4 lt 140 bg ACT ünite. Bu motor sakin kullanımda ve ihtiyaç duyulmadığı durumlarda Active Cylinder Management özelliğiyle iki silindirle çalışabiliyor ve bu da 100 km’de ortalama 4.7 lt’lik bir yakıt tüketimi ortaya koyuyor.

Fakat biz bugün yine daha önceden bir çok VW modelinde kullandığımız 1.6 lt’lik TDI üniteyi kullanıyoruz. Artık rakiplerin daha yüksek beygir güçlerine ulaştığı günümüzde, özellikle bu denli iyi bir altyapıya sahip olan yeni Golf’te sistemi aynı fakat daha geliştirilmiş ve güçlü bir TDI motora yer verilmesini beklerdim. DSG şanzıman için yine hiçbir sözüm yok. Sınıfında yine bence en iyisi. Fakat yeni Golf’ün artan kalitesi ve gelişen sürüş özellikleri göz önünde bulundurulduğunda BMW 1 Serisi, Mercedes A Sınıfı ve aynı platformu paylaştığı yeni A3’e gözünü diktiğini düşünürsek işi biraz daha zor olacak gibi.