Yazı: Ahmet Armağan
Yanılmıyorsam geçen yıl bahar aylarıydı. Audi’nin en güçlü station’ı RS6 ve çok merak ettiğimiz S3’ü kullanmak üzere Almanya’ya gitmiştim. Otomobil gazetecisi olan arkadaşlarım benim Audi’ye olan sempatimi ve ilgimi her zaman yadırgamışlardır. Onlar genel olarak daha eğlenceli otomobilleri severler… Arkadan itişli turbo Japonlar, yüksek beygirli BMW’ler ya da ruhsuz Fransızlar. Bu gezide de buna benzer anektodlar yaşandı tabii… Fakat bir çoğu hız sınırı olmayan otoban üzerinde RS6 ile 300 km/s’nin üzerine korkusuzca çıktıklarında bu hızla bir otomobil nasıl bu kadar stabil olduğu konusunda hem fikirlerdi. İşte bu markanın üzerimde yarattığı en önemli olgu da bu “stabilite” bizim deyişimle ise “tren gibi”…
560 bg’lik RS6’nın arkasından S3’ün direksiyona geçmiştim. Bunun bana bonfile üzerine göğüs tavuk eti yemek gibi geleceğini düşünüyordum. Oysaki sonuç hiç de öyle değildi. Audi S3’den aldığım lezzet geçen yıldan beri damağımda kalmışken, geçtiğimiz aylarda ülkemizde satışına başlanan S3 ile yeniden buluştuk. Fakat bu seferi buluşma birkaç farklılığı da beraberinde getirdi. Almanya’da kullandığım S3, Avrupa’da satılan 300 bg’lik modeldi ve üç kapılıydı. Bugünkü konuğumuz ise Sportback karoseriyle ülkemize ithalatı gerçekleşen 280 bg’lik versiyon.
Gelelim Audi S3 Sportback Özelliklerine..
S3’e dıştan baktığınızda onu biraz oynanmış S line bir A3’den ayırmanız gerçekten de zor. S3 logosu ve dört çıkışlı egzozları ve difüzörlü arka tamponu onu ele veren detaylar arasında yer alıyor. Ayrıca S serisine özgü alüminyum görünüme sahip ızgarada çift yatay çizgi bulunuyor. Ön tampondaki farklılık ise hava girişlerinden kendini belli ediyor.
Audi S3 Sportback’in ağırlığı 1445 kg. Bu ağırlık bir önceki modele göre 70 kg daha hafif ve bu tasarrufu sağlamak içinse, ön tampon ve motor kaputu alüminyumdan üretilmiş. Bu kaputun altında 2.0 lt’lik bir TFSI motor görev yapıyor. Bu motor da önceki nesile göre 5 kg daha hafif. Tamamen yenilenmiş olan bu ünite; 280 bg, ton başına da 141 bg’lik güç ortaya çıkarıyor. Bu hatırı sayılır bir değer. 380 Nm’lik tork değeriyle birleşen bu güç sayesinde S3’ün hangi vites olursa olun soluğu asla kesilmiyor. Aksine siz gaza bastıkça “daha fazla” diyor. Altı kademeli S tronic şanzımanı direksiyonun hemen arkasındaki kulakçıklarla kontrol edebiliyorsunuz.
Şimdi gelin isterseniz S3’ün yoldaki marifetlerine biraz bakalım. VW Grubu’nun global olarak birçok modelde yer verdiği MQB’nin ne kadar başarılı bir alt yapı olduğunu biliyoruz. Büyük bir dinamik kararlılığa sahip S3’ün hassas ve başarılı süspansiyonu bu altyapı üzerine bir de 50/50 oranındaki quattro ile birleşince, yolda asla çıkaramayacağınız bir otomobil halini almış oluyor. S3’ün viraj kabiliyeti biraz da sizin hız algınızla ilintili. Zira bu algınız ne kadar yüksekse S3’de size son raddeye kadar cevap vermeye çalışıyor ve çoğunlukla da başarılı oluyor.
Çok keskin bir viraj kabiliyeti olan Audi S3 Sportback ile hiç ummadığınız bir süper sporu dağ yolunda kilometrelerce kovalayabileceğinizin garantisini verebilirim. Ya da yazımın spotundaki gibi 200 bg’lik hızlı GTI’ınızla onun sesini duymayıp bir A3 zannederseniz; uğrayacağınız hezimet çok büyük olabilir. Oturma pozisyonu bir otomobile hâkim olabilceğinizin en iyisi şeklinde ayarlanabiliyor. Direksiyon tepkileri keskin fakat yüksek hızlardaki ağırlık transferlerinde S3’deki rijidite karşısında o denli hassas değil.
0’dan 100 km’ye sadece 5 sn’de ulaşan S3’ün akselerasyon konusundaki esnekliği özellikle 80-130 km’lik hız aralığında çok daha etkileyici bir şekilde kendini gösteriyor. S3’ün her viteste patlayan egzozu 280 bg’lik motorun bu gücü çok kısa sürede otomobili çok yüksek hızlara çıkarabiliyor. S3’ü üst devirlere doğru sıkıştırıp vitesi bir üste geçirmek ise en keyiflisi. Bunu sabaha kadar yapabilirim…
MMI üzerindeki sürüş modları içerisinde dört farklı seçenek yer alıyor. Audi Driving Select, verimli ve ekonomik bir sürüş için efficiency; konfor, otomatik, dinamik ve kişisel modları seçmenizi sağlıyor. Motor, süspansiyon, direksiyon, egzoz sesi gibi metalar bu kavramlara göre değişkenlik gösteriyor. Buradaki en efektif olan seçenek ise dinamik modu. Bu mod; direksiyonu daha keskin bir hale getiriyor, gaz pedalı sertleşiyor ve egzozdan çıkan patırtılar bu anda etrafta yankılanmaya başlıyor.
Peki her şey bu kadar toz pembe ve Audi S3 sportback her yönüyle mükemmel mi? Sürüş anlamında bana göre evet. Kusursuz yol tutuş ve sürüş özellikleri var. Motoru çok güçlü ve isterseniz de sınıfına göre ekonomik. Fakat tasarımında onu çok özel kılan detaylar yok. Ayrıca iç mekân da geleneksel A3’ün tüm özellikleriyle bezenmiş. S3 logoları ve 300 km/s’lik gösterge paneli dışında kabin için yukarıda saydığım eşsiz sürüşü çok da bağdaştırdığımı söyleyemem. Aslında bu Audi’nin genel bir stratejisi ve birçok modelde de durum bu. S3’ün diğer bir handikapı da 200 bin TL’ye yaklaşan fiyatı. Her ne kadar bu otomobili çok beğenmiş olsam da fiyat etiketi insanı bir değil, iki kere düşündürüyor.