Test: Citroen C4 Cactus 1.6 e-HDi ETG6

Citroen otomotiv tarihinin en cesur markaları arasında yer alıyor. Hayata geçirdiği farklı tasarımlar ve görülmemiş yeniliklere tarihin tozlu raflarını renklendirmiş olan Fransız marka, felsefesine C4 Cactus ile günümüzde de bağlı kaldığını gösteriyor.

Tasarımıyla otomobillerle ilgisi olmayanlara bile diğerlerinden farklı olduğunu daha ilk bakışta vurgulayan C4 Cactus, B ve C Crossover segmentinin ortasında konumlanıyor. Model, Live, Feel, Shine adında üç farklı donanımla satışa sunuluyor. 

Citroen C4 Cactus’ün farklı bir model olduğunu anlamak için otomobillere meraklı olmasına gerek yok. O, bunu daha ilk bakışta yansıtıyor. Cactus’e bakıldığında gözlerin odaklandığı ilk yer aracın kapıları oluyor. Citroen’in kazalarda oluşabilecek hasarın şiddetini azaltan Airbump adını verdiği hava kapsüllü korumalıklar modelin tasarımında ilk dikkat çeken detay oluyor. Dört farklı renkte tercih edilebilen Airbump’lar kazaların haricinde günlük kullanımda da oldukça kullanışlı. Dar yerlerde kapı sürtmesi gibi sorunlar Cactus’te yaşanmıyor. Tasarımın genelinde yuvarlak hatlara sahip Cactus’ün ön tamponu uzun tutularak farlar ve sisler korumalığa sahip tamponun iç bükey kısmına yerleştirilmiş. Bu sayede önden alınacak darbelerden oluşabilecek hasarın minimuma inmesi mümkün olabiliyor. Korumalıklar çamurluk kenarlarıyla birlikte bagaj kapağı, tampon ve stopların altında da kullanılıyor. Airbump teknolojisinin tasarımla bütünlüğü ise C sütununda arka camla birleşen tasarım detayı sağlıyor. 

Cactus’ün dışı gibi iç tasarımı de alışılmışın dışında. İç tasarımda ilgi çeken ilk unsur kanepe formundaki koltuklar oluyor. Koltuklar oldukça rahat ve bu rahatlık sürüşteki konforun büyük destekçisi. Cactus’ün renkli ruhu iç tasarımındaki detaylarla daha iyi farkediliyor. Kapı tutacakları çanta kulpu formunda tasarlanmış. Aryıca modelin geniş torpido gözü de bir valiz gibi açılıyor. Cactus’ün göstergeleri dijital olarak tasarlanmış. Gösterge ekranıyla beraber multimedya sisteminin dokunmatik ekranı ise modelin kabininde retro ve modernliği harmanlıyor. Cactus’ün iç tasarımdaki çarpıcı detayları oldukça fazla. Modelde vites değişimi bir vites koluyla değil konsolda yer alan tuşlar aracılığıyla gerçekleşiyor. Uçak tipindeki el freniyle de farklılık her yönülye kendini belli ediyor. Cactus’ün sıkıcı bir kabini yok. Model genelinde ferah bir yaşam alanı sunuyor. Baş ve diz mesafesinin yeterli bir seviyede sunulduğu modelde bir kaç  eksik göze çarpıyor. Arka camlar kelebek formunda tasarlanmış ve aşağı doğru açılmıyor. Opsiyonel olarak satın alabildiğimiz cam tavanın perdesi bulunmuyor. Modelin bagaj hacmi ise 358 litre hacminde.

C4 Cactus 1.2 lt. Puretech benzinli ve 1.6 E-HDi dizel motorla sunuluyor. Benzinli motorda otomatik ve manuel şanzıma tercih etmek mümkün. 92 HP’lik dizel motorda otomatik şanzıman yer alırken manuel şanzıman sadece 100 HP’lik motorda sunuluyor. Test aracımızda ETG6 otomatik şanzımanla kombine edilmiş, 1.6 lt hacminde 92 HP güç, 230 Nm tork üreten dizel motor görev yapıyor. Yakıt tüketimi konusunda kendini kanıtlamış motorun tüketim verisi ise 5.1 lt oluyor.

C4 Cactus’un dinamik bir ruhu yok fakat tutumlu dizel motor istenildiğide atak bir sürüş de sunabiliyor. Savrulmaların yaşanmadığı Cactus, yol tutuş konusunda iyi bir grafik çiziyor.Modelin süspansiyon sistemi  ise sesli çalışsa da darbeleri iyi sönümlemekte başarılı. Rüzgar ve yol sesi yalıtımında dersine biraz daha çalışması gereken modelin, konforlu ve tarz sahibi olmasıyla en iyi alternatiflerden biri oluyor.