BMW Bannerı
Otomobilkolik
Mercedes MOTOR SPORLARI

Mercedes-AMG Petronas Formula 1 Takımı 9 yıl aradan sonra Türkiye’de

2020 Formula 1 sezonunun 14. yarışı olan Türkiye Grand Prix’si, Cuma günü yapılacak antrenman turları ile başlıyor. 13-14 Kasım tarihlerinde gerçekleşecek antrenman turlarının ardından 14 Kasım saat 15:00’te sıralama turları atılacak ve 15 Ekim 2020 Pazar günü saat 13:10’da yarış başlayacak. İstanbul Akfırat’taki, 5 bin 338 metrelik Intercity Park’ta 58 tur üzerinden yapılacak yarışta toplam 309.396 km kat edilmesi planlanıyor.

Bu sezon düzenlenen 13 yarışın 11’ini kazanan Mercedes-AMG Petronas Formula 1 Takımı, galibiyet serisini İstanbul’da da devam ettirmek istiyor. Mercedes-AMG Petronas, ilk 11 yarış sonucunda 479 puan toplayarak bir önceki yarış olan Emilia Romagna GP’sinde 2020 yılı Takımlar Şampiyonluğu’nu ilan etmişti. Sürücüler Şampiyonası’ndaysa Lewis Hamilton, 282 puan ile yedinci dünya şampiyonluğuna doğru ilerliyor. Valtteri Bottas ise 197 puanla ikinci sırada yer alıyor.

Türkiye GP’sini Lewis Hamilton’ın kazanması ve Valtteri Bottas’ın yeterince puan alamaması halinde, 6 kez dünya şampiyonu olan Formula 1 pilotu, yedinci dünya şampiyonluğunu Intercity Park’ta ilan edebilir. Bu sonuçla Lewis Hamilton, 7 dünya şampiyonluğu bulunan Michael Schumacher’i de yakalamış olacak.

Toto Wolf’un Türkiye GP’si ile ilgili açıklamaları:

“Arka arkaya yedinci kez Takımlar Şampiyonluğu’nu kazandığımız için gururluyuz. Hem Formula 1’de hem de diğer pek çok sportif şampiyonada eşi benzeri görülmemiş bir başarıya ulaştık. Imola’daki sonuç aynı zamanda, Lewis ve Valtteri’nin Sürücüler Şampiyonası için hala mücadele ettiğini gösteriyor. Her iki sürücümüze en iyi araçları sağlamayı ve taraftarlarımıza sezonu şık bir şekilde bitirmeyi borçluyuz. Bu nedenle kalan dört yarışta sınırları zorlamaya devam edeceğiz ve elimizden gelenin en iyisini yapacağız.

Formula 1, 9 yıllık aradan sonra ilk kez Türkiye’ye dönüyor. Bu da pistle ilgili bir dizi bilinmeyenle bir kez daha karşılaşacağımız anlamına geliyor. Imola ve Portimao’da hızlı bir şekilde öğrenip adapte olabileceğimizi gösterdik. Bu, genellikle ziyaret etmediğimiz pek çok yerde yarıştığımız bir sezonda önemli bir faktördü. İstanbul’daki pistin farklı zorlukları barındıran bir yapısı ve meşhur 8. viraj gibi harika bölümleri var. 2020 kurallarına uygun araçlarımızın bu pistte nasıl bir performans göstereceğini görmek beni heyecanlandırıyor.”

9 yılın ardından Formula 1’de neler değişti?

Formula 1’in Intercity Park’taki son yarışının üzerinden 9 yıl geçti ve 2011’e göre önemli ölçüde değişimler yaşandı. Bu süre zarfında ise otomobiller ve teknolojiler büyük oranda değişti. 2020’de araçların daha geniş ve daha uzun olması, daha büyük kanatları, daha alçak burunları ve Halo’nun eklenmesi ile büyük ölçüde düzenleme değişikliklerine bağlı görsel farklılıklar var. Görsel farklılıkların dışında ise değişen teknolojiye baktığımızda konu çok daha derinlere iniyor. Formula 1’in 10 yıldan kısa bir sürede ne kadar değiştiğini öğrenmek için üstyapının altına bir göz atmak gerekiyor.

2011’den günümüze motor teknolojisi ne kadar gelişti?

Bu sorunun yanıtı “Tamamen değişti” olabilir. 2011’deki motor, 18.000 d/d’ye çıkabilen ve en düşük 95 kg ağırlığa sahip, atmosferik 2.4 litrelik bir V8 idi. Frenleme esnasında aracın kinetik enerjini toplayan KERS ünitesi ile erken hibrit teknolojisini içeriyordu. Bu, sürücüye, gerektiğinde devreye alabileceği, tur başına 6.7 saniye boyunca ek 80 HP sağlıyordu. KERS, motorun maksimum gücünü yaklaşık 815 HP’ye ulaştırıyordu.

Günümüze hızlı bir şekilde gelirsek; bir Formula 1 otomobilinin güç kaynağı dikkate değer ölçüde farklı. 2014 yılında hibrit düzenlemelerinin yürürlüğe girmesinden bu yana, minimum 145 kg ağırlığında, 15.000 d/d’ye kadar çıkabilen, turbo beslemeli 1.6 litrelik V6 motorlar kullandı. Günümüz güç kaynakları, 2011’dekilerden yaklaşık 100 HP daha fazlasını üretiyor ve aynı zamanda çok daha verimli oluyor. 2011’de yaklaşık yüzde 30 olan termal verimlilik seviyesi 2020’de yaklaşık yüzde 50 oranlarına geldi.

Bugünün motorlarının çok daha güvenilir olması gerekiyor: 2011’de her aracın 19 yarışta kullanılacak 8 motoru vardı. Günümüzde ekipler; 3 İçten Yanmalı Motor, Turbo besleme, MGU-H ünitesi ve 2 MGU-K, ES ve CE ünitesi ile bir sezon boyunca her güç ünitesi bileşeninin çok daha küçük bir tahsisi ile sınırlı.

2020 Türkiye GP’sinden beklentiler nasıl?

Daha yüksek viraj hızları ve ardından gelen daha yüksek yanal G kuvvetleri, bu yıl sürücüler için parkuru fiziksel olarak daha zorlu bir mücadele haline getirecek. Frenleme ve yanal ivmelenmede 5G’ye kadar çıkabilirken bu, 9 yıl önce 4G civarındaydı. Türkiye’de en sert üç bileşene sahip Pirelli lastiklerinin mevcut özellikleriyle, bu modern otomobillerle lastikleri uygun sıcaklığa getirmenin zor olması bekleniyor.

Artan bastırma kuvveti seviyeleri nedeniyle, ikonik 8. viraj öncekinden daha az odak noktasında olacak. 2011 otomobillerinde oldukça düz geçiliyordu ancak 2020 araçlarında bu viraj daha da zorlu olacak. Dolayısıyla ekiplerin bunun için kurulumdan çok fazla ödün vermesi gerekmeyecek. 2020 F1 programındaki diğer alışılmadık yarışlardan farklı olarak, Türkiye Grand Prix’si için bazı geçmiş veriler var. Bununla birlikte, araçların çok değiştiği ve parkurun yakın zamanda yeniden gündeme gelmesi, tarihi verilerin sadece referans olarak kullanılmasını sağlıyor.

Diğer Yazılar

Britanya Grand Prix’sini Lewis Hamilton kazandı

Ahmet Armağan

Mercedes EQXX ile 1000 km’lik tam elektrikli menzil

Ahmet Armağan

Euro NCAP, etkileyici sonuçlarla birlikte 10 yeni otomobil için en son güvenlik derecelendirmelerini yayınladı

Ahmet Armağan